Grafiti, umumiyetle halka açık sahada yer alan  duvarlara, yüzeylere; çizilmiş, kazınmış veya (genelde)  püskürtülmüş yazı ve desenlerdir.

Grafiti kelimesi, Yunanca "graphein" (yazmak) kelimesinden gelmiş ve İtalyanca "sgraffio" (karalamak) kelimesinden türemiştir.

İnsanoğlu ilk çağlardan beri mağara resimleri yaparak bu sanatın doğmasına sebebiyet vermiş ve etrafında gördüğü şeyleri bir yüzeye yahut gelecek nesillere aktarmak istemiştir diyebiliriz. Ama bugün bildiğimiz manadaki grafiti 20. asırda ABD'de ortaya çıkmıştır. Özellikle Kızılderililere, Siyahîlere, Asyalılara ve Müslümanlara karşı yapılan haksızlıklara karşı sıkça başvurulmuş bir başkaldırı yöntemi olmuştur. Rap / Hiphop kültürleriyle birlikte yoğrulduğu da gözlemlenmiştir. 

Grafiti kimi çevrelerce bir sanat dalı olarak kabul edilirken, bazı ev ve dükkânların tahrif edilmesi, yanlış yerlere kötü ve çirkin yazıların yazılması, tarihi eserlere ve ibadethanelere zarar verilmesi gibi sebeplerle kimi çevrelerce de Vandalizm olarak nitelenegelmiştir. Malesef ki ülkemizde de Vandalizm örnekleri sıkça görülmektedir.

Bu sebeple hem grafitinin hem de grafiti sanatçısının saygı görmesi, emeklerinin boşa gitmemesi, eserlerinin beğeniyle karşılanması, ceza yememesi hatta bu işten para dahi kazanabilmesi için bazı etik kurallarının belirlenmesi gerekmiştir. Tüm grafiti sanatçılarının uyması gereken kuralların bazıları şunlardır;

1) Mektep, cami ve ibadethane, çeşme, tarihi eser, mezarlık, huzurevi, kreş gibi yerlerin duvarlarına yazmamak, çizmemek.

2) Devlet /kamu malına zarar vermemek.

3) Ahlakdışı veya yasadışı şeyler, küfür nevinden sözler yazmamak, çizmemek.

4) Elden geldiğince temiz ve yeni duvarları kirletmemek zaten kirlenmiş, boyanmış duvarları tercih etmek.

5) Başka grafiti sanatçılarının eserlerine zarar vermemek, emeğe saygı göstermek ve böylece kendi eserinin de korunmasını sağlamak.

6) Özel mülkiyete karşı saygılı olmak.

7) Büyük işlere girişmeden önce müsait yerlerde alıştırma yapmak.