DÜŞÜNMEK

Ben iyi de değilim. Sensiz geçen her bir saniye giderek hayatımı daha da zorlaştırıyor. Olsun, ben seni aramaktan vazgeçmem. Biliyorsun, herkes gitti ve ben yalnız kaldım. Her şey bitti, dedim. Evet, bitmişti ama ben içimde o noktayı koyamadım. Seni çok özledim...

Kendinle yaşamanın kötü tarafları vardır ama en kötüsü nedir biliyor musunuz? Düşünmektir. Sadece düşünmek zarar verir mi insana? İnsanı düşünmekten alıkoyan kimse olmadığı zaman, evet zarar verir. Biz zaten bu yüzden severiz diğerlerini. Bizi kötülüklerden alıkoyarlar. Bu yüzden de yalnızken düşünürüz. Kötü düşüncelerden sizi uyandıracak kimse olmaz ve bunun için üzülürüz.  

Peki o düşüncelerin amacı nedir? Dürüst olmak gerekirse kendimi gözlemledim. Birden çok çıkarımım var. Birçok olasılık, sebep ama herhangi bir sonuca ulaşamadım. Evet, yalnız olan ve çok düşünen biriyim ben.  

İnsanlar ikiye ayrılır; yalnız doğanlar ve yalnızlaşanlar. Yalnız doğanlar, yalnızlığın ne demek olduğunu bilirler. Her zaman canları yansa da bir şekilde hayata tutunur ve hatta diğer insanların da hayatlarına ışık tutabilirler. Yalnızlaşanlar şanssızdır. Kendi istekleri doğrultusunda, insanlardan soyutlaşıp yalnızlaşırlar. Bunun da sonuçlarını yaşaya yaşaya sindirirler durumu.  

Ben çok üzülürüm yalnız insanlara. Onların, düşüncelere daldıktan sonra onların dünya ile iletişiminin kopmamasına neden olan birileri yoktur hayatlarında. Onlar günün herhangi bir saati, herhangi bir yerinde düşünceye dalabilirler. Bu insanlar düşüncelerinden kaçmak için de epey mücadele verirler. Kimisi ağlar, kimisi uyumaz, kimisi kendisine zarar verir. Suçlarlar birilerini ya da kendilerini. Bir şekilde boşaltmaya çalışırlar o düşünceleri. Bilirler kendilerini, eğer o düşüncelerin kendilerini boğmasına izin verirlerse ebediyen ölür zihinleri. 

Siz uykusuzluk nedir bilir misiniz? Ben bazı geceler uyumak için ağladığımı bilirim. Müziğin sesini de çok kullanırım, düşüncelerimi bastırmak için. Çok gülümserim, beni ağlarken göremezsiniz. İnsanlarla iyi anlaşırım, belki bana özenenler de vardır. Çok düşünürüm ben. Yer yer, herkesin ve her şeyin ortasında hiçliğe mâhkum ederim kendimi. Bu benim elimde olan bir durum değil. Bu tamamen kendi kendine olan, engelleyemediğim, kurtulmak için çabalayamadığım ve kurtulamayacağımı bildiğim bir durum.  

Hep biri anlar beni dedim. Kendimi içimde yaşattım, dıştaki ben sadece maskeydi. Gerçek ben içimdeki o düşünce yumağında saklanıyordu. Ben birinin beni anlayacağını, yumağı da beni üzmeden çözeceğini sandım. O sırada çok daha farklı bir şekilde ilerleyen hayatım beni o iplerle bağladı. Yanıma kimseyi yaklaştırmaz, kimseyle konuşamaz oldum. İnsanlarla sadece basit konuşmalara giriyor, onları geçiştiriyordum. Alıştım, her şeye. 

Duygusal anlam taşıyan şarkılar dinlerdim. Şu an sadece gürültü olsun yeterli çünkü ben yeteri kadar ölüyüm. Evet, ölüyüm ve ben bu sonuca yaşayamadığımı anladığım günden beri sahibim. Nefes alamıyorsunuz düşüncelerde yüzerken, hayat bir şekilde geçiyor siz içindeyken. Yaşadığınızı bilip ruhunuzda hissedemiyorsunuz. Ben çok severim Kavakları. Bana güven verirlerdi ama şu an hiçbir şey ifade edemiyor. Ben onun sallanma sebebi olan rüzgarları ruhumda hissedip de yaşama heyecanının varlığından haberdar değilsem, evet artık ne Kavakları seviyorum ne de yaşıyorum.  

Geceler çok uzun ve düşünce akışı çok karışık. İnsan nasıl bu kadar hızlı ve aynı zamanda bi o kadar da yavaş, zekice ve aptalca bir düşünce akışına sahip olduğunu bilmemeli. Bildiği zaman hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. Uyuyamıyorsunuz, konuşmuyor, yazamıyorsunuz. Bazen sessizce bazen bağırarak ağlıyorsunuz. Bu da içinizi temizler. Ağlayamayacak kadar düşünceleriniz sizi yaralarsa? Bazen de sizi öfke nöbetlerinin pençesine atar bu düşünceler. O zaman da kimse zarar görmesin derken siz yorulur ve bir daha da dinlenemezsiniz. Bazen soğukluğu düşünürsünüz, geceleri toprağın üstü mü yoksa toprağın altı mı daha soğuktur? Cevabı henüz bulamadığım bir soru ve ben halen bunu sorguluyorum. 

Bu düşünceler insanı delirtir, bazen ölüme sürükler. Ölenler kaçabilirler düşüncelerinden. Delirenler de artık o düşüncelerin esiridir. Biz gibi herkes en başta tepki veremez, ölmek ve delirmek arasındaki ufacık çizgiye koşarlar. En sonunda da bir şeyler olur. Ben hiçbir zaman sonumu düşünmedim. “Belki de sonum şu an ve ben buradayım.”derim.  

Umarım siz asla düşüncelerinizin sınırlarını keşfedemezsiniz. Her zaman sizi bu düşüncelerden alıkoyacak biri olur. Düşünmek zordur, bağımlılık yapmaz, esiri olursunuz. Asıl zor olan da her şeyi bilip de durduramaktır... 


Serap D

2 Blog Gönderi

Yorumlar
Hasan Yıldız 1 hafta

"Sadece düşünmek zarar verir mi insana? İnsanı düşünmekten alıkoyan kimse olmadığı zaman, evet zarar verir. Biz zaten bu yüzden severiz diğerlerini. Bizi kötülüklerden alıkoyarlar." Bu cümle gerçekten muazzam.

     
Hasan Yıldız 1 hafta

Eğer kalemine nazar değerse sebebi benim mutlaka, aklında bulunsun. 🤭 Okuduğum şiirler genelde hep belli başlı ve keşke benim de böyle şiir yazma kapasitem olsaydı dediğim ve kıskandığım şairlerdir. Senin yazını okurken, keşke ben de böyle yazabilseydim dedim. Aslında yazmayı çok seviyorum, çok istiyorum fakat bazen yazabilmek için çoook.. yetersiz olduğumu düşünüyorum ve hatta yazmaya başlasam bile yazacak bir şeyim olmadığını hissediyorum. Yarım kalmış bir çok yazım var. Özellikle 2018'den 2022 yılına kadar belli aralıklarla şiirler yazardım, kendimi geliştirmek isterdim ama artık şiir bile yazamadığımı fark ettim. Muhtemelen bu hayatta beni en çok üzen şeylerden bir tanesi de yazamıyor oluşumdur. Belki de yazamıyor oluşum ve ilhamsızlığım kıskandığım ve daha güzel kalemlerin olmasına bağlı olabilir.